Bağlanma kuramı, romantik ilişkilerde insanların nasıl bağlandıklarını ve bu bağlanmanın ilişki dinamikleri üzerinde nasıl etkiler yarattığını inceleyen bir psikolojik kuramdır. Bu kuram, John Bowlby’nin bağlanma teorisi üzerine Mary Ainsworth tarafından geliştirilmiştir.
Konuya ilişkin daha detaylı bilgi için Uzman Psikolog Ayça ATTAY ile görüştüm.
Psikolog Attay’ın önemli açıklamalarını sizlerle paylaşıyorum.
Bağlanma kuramı, bebeklik döneminden itibaren insanların bağlanma stillerini oluşturduğunu savunur. İlk yıllarda ebeveynlerle olan etkileşimler, güvenlik duygusunun gelişmesini sağlar ve bu güvenlik duygusu ileriki ilişkilerde de belirleyici olur. İnsanlar genellikle güvenli, kaygılı-ambivalan, kaçınmacı veya karmaşık bağlanma stillerine sahip olabilirler.
Güvenli bağlanma stilindeki kişiler, ebeveynleriyle güvenli ve sağlıklı bir ilişki kurmuşlardır. Bu kişiler, yakın ilişkilerde genellikle güven, samimiyet ve bağlılık hissiyle hareket ederler. İlişkilerinde daha rahat ve duygusal olarak destekleyici olma eğilimindedirler. Örnek verecek olursak:
Ali, bebeklik döneminden itibaren sağlıklı bir bağlanma deneyimi yaşamıştır. Ebeveynleri, ona güven ve sevgiyle yaklaşmış ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Bu nedenle Ali, güvenli bağlanma stilini geliştirmiştir.
Ali, yetişkinlik döneminde de güvenli bağlanma stilini sürdürmeye devam eder. Yakın ilişkilerde genellikle karşı tarafa güvenir, samimi ve duygusal olarak destekleyici olur. İlişkilerinde güven ve bağlılık hissi ön plandadır.
Ali’nin bir ilişkisi sırasında partneriyle yaşadığı bir zorlukta güvenli bağlanma stili açıkça ortaya çıkar. Partneri, bir iş sorunuyla karşılaşır ve stresli bir dönem geçirir. Ali, partnerinin duygusal ihtiyaçlarını anlar ve ona destek olmak için çaba gösterir. Empati kurar, dinler ve sorunu çözmek için yardımcı olur.
Ali, partnerinin güvende hissetmesi için ona duygusal destek sağlar ve güvenilir bir şekilde yanında olduğunu hissettirir. Partneri, Ali’nin desteğiyle stresli dönemi daha kolay atlatabilir ve ilişkileri daha da güçlenir.
Ali’nin güvenli bağlanma stili, ilişkilerinde karşılıklı güven ve bağlılık oluşturmasına yardımcı olur. İlişkisinde duygusal olarak destekleyici ve anlayışlı bir tutum sergiler. Bu, partneriyle arasında sağlıklı bir iletişim ve duygusal bağ oluşmasını sağlar.
Bu vaka örneği, güvenli bağlanma stilinin sağladığı avantajları göstermektedir. Güvenli bağlanma stiline sahip olan bireyler, ilişkilerinde daha duygusal olarak destekleyici olma eğilimindedirler ve partnerlerinin güvende hissetmelerini sağlarlar. Bu da sağlıklı, sürdürülebilir ve tatmin edici ilişkilerin oluşmasına katkıda bulunur.
Kaygılı-ambivalan bağlanma stiline sahip olan kişiler, ebeveynleriyle istikrarsız bir ilişki yaşamışlardır. Bu nedenle yakın ilişkilerde sürekli bir endişe ve güvensizlik hissederler. İlişkilerinde genellikle aşırı bağımlı, kıskanç ve ihtiyaç duydukları ilgiyi sürekli olarak arayan bir tutum sergilerler.
Örneğin, Ayşe, bebeklik döneminde ebeveynleriyle istikrarsız bir ilişki deneyimi yaşamıştır. Ebeveynleri arasında tutarsızlık ve duygusal dalgalanmalar olduğu için Ayşe, kaygılı-ambivalan bağlanma stilini geliştirmiştir.
Ayşe yetişkinlik döneminde de bu bağlanma stiline sahip olmaya devam eder. Yakın ilişkilerinde sürekli bir endişe ve güvensizlik hissi yaşar. Partneriyle ilişkisinde aşırı bağımlı olabilir, sürekli onay ve ilgi arayabilir. Karşı tarafın ilgisiz davranması veya geçici olarak uzaklaşması durumunda, Ayşe hemen endişelenir ve kaygılanır.
Bir ilişki durumunda, partneri bir iş gezisine çıkacak ve birkaç gün boyunca uzakta olacaksa, Ayşe kaygı ve endişe hisseder. Bu süre zarfında sürekli olarak partneriyle iletişimde olmak ister, sürekli mesaj atar veya arar. Partnerinin geri dönüşleri yavaşladığında veya eksik olduğunda, Ayşe paniklemeye başlar ve olumsuz senaryolar düşünmeye başlar.
Ayşe’nin kaygılı-ambivalan bağlanma stili, ilişkisinde sürekli bir endişe, kıskançlık ve ihtiyaç duygusu oluşmasına neden olabilir. Partneri Ayşe’ye ne kadar ilgi gösterse de, Ayşe kendini yeterince güvende hissetmez ve sürekli olarak daha fazla ilgi arzular.
Bu durum, Ayşe’nin ilişkisinde güvensizlik ve bağımlılık yaratır ve zamanla ilişkinin dengesini bozabilir. Ayşe’nin kaygılı-ambivalan bağlanma stili, ilişkideki partneri üzerinde de baskı ve yetersizlik hissi oluşturabilir.
Bu vaka örneği, kaygılı-ambivalan bağlanma stiline sahip bir bireyin ilişkilerindeki zorlukları yansıtmaktadır. Kaygılı-ambivalan bağlanma stiline sahip olan kişiler, genellikle güvensizlik, aşırı bağımlılık ve sürekli ilgi arayışı gibi zorluklarla karşı karşıya kalabilirler. Bu nedenle, kaygılı-ambivalan bağlanma stilinin farkında olmak ve bu zorluklarla başa çıkma stratejileri geliştirmek önemlidir.
Kaçınmacı bağlanma stiline sahip kişiler ise, ebeveynleriyle duygusal olarak uzak ilişkiler yaşamışlardır. Bu kişiler yakın ilişkilerde genellikle bağımsızlık ve bağlılık hissi arasında bir denge kurmaya çalışırlar. Duygusal yakınlıktan kaçınma eğilimi gösterirler ve yakın ilişkilerde bağımsızlıklarını korumak için mesafe yaratma eğilimindedirler.
Örneğin, Mehmet, bebeklik döneminde duygusal olarak uzak bir ebeveynlik deneyimi yaşamıştır. Ebeveynleri duygusal ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalmış ve Mehmet, bu nedenle kaçınmacı bağlanma stilini geliştirmiştir.
Mehmet, yetişkinlik döneminde de kaçınmacı bağlanma stiline sahip olmaya devam eder. Yakın ilişkilerde duygusal yakınlıktan kaçınır ve bağımsızlık hissini koruma eğilimi gösterir. Partneri duygusal ihtiyaçlarını ifade ettiğinde veya daha fazla yakınlık aradığında, Mehmet rahatsızlık ve rahatsızlık hisseder.
Örneğin, bir ilişkisinde partneriyle ciddi bir konuşma yapmak isteyen Mehmet, bu konuşmadan kaçınabilir veya konuyu değiştirebilir. Partneriyle birlikte geçirdiği zamanda duygusal olarak uzak durabilir ve kendi alanına ihtiyaç duyduğunu belirtebilir. Mehmet, duygusal bağlantıya girmekten kaçınır ve partneriyle derinlemesine bir duygusal ilişki kurmaktan kaçınır.
Mehmet’in kaçınmacı bağlanma stili, ilişkisinde duygusal uzaklık ve bağımsızlık taleplerine neden olabilir. Partneri Mehmet’in ihtiyaçlarına cevap vermekte zorlanır ve Mehmet’in duygusal olarak bağlılık hissetmesini sağlamakta güçlük çeker.
Bu durum, Mehmet’in ilişkilerinde duygusal uzaklık ve iletişim eksikliği yaratır. Partneri Mehmet’i daha fazla anlamak ve Mehmet’in duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için çaba sarfederken, Mehmet kendini rahatsız hissedebilir ve daha fazla bağımsızlık arzusu duyabilir.
Bu vaka örneği, kaçınmacı bağlanma stiline sahip bir bireyin ilişkilerindeki zorlukları yansıtmaktadır. Kaçınmacı bağlanma stiline sahip olan kişiler genellikle duygusal yakınlıktan kaçınma eğilimindedirler, bağımsızlık ve bireysellik ön planda olur. Bu nedenle, kaçınmacı bağlanma stilinin farkında olmak ve duygusal yakınlık kurmada zorluklarla başa çıkma stratejileri geliştirmek önemlidir.
Karmaşık bağlanma stilleri ise, farklı durumlar ve ilişkilerde değişkenlik gösterebilir. Bazı insanlar belirli durum ve ilişkilerde farklı bağlanma stilleri sergileyebilirler. Örneğin, bazı kişiler güvende hissettikleri ilişkilerde güvenli bağlanma stiline sahipken, diğer ilişkilerde kaygılı-ambivalan veya kaçınmacı stiller sergileyebilirler.
Örnek verecek olursak, Deniz, bebeklik döneminde ebeveynleri arasında kararsız bir bağlanma deneyimi yaşamıştır. Zaman zaman duygusal olarak destekleyici bir ortamla karşılaşırken, zaman zaman da duygusal uzaklık ve belirsizlik yaşamıştır. Bu karışık deneyimler sonucunda Deniz, karmaşık bağlanma stiline sahip olmuştur.
Deniz, yetişkinlik döneminde de karmaşık bağlanma stiline sahip olmaya devam eder. İlişkilerinde çeşitli bağlanma stillerini sergileyebilir. Bazı ilişkilerde güvenli bağlanma stiline yakın davranırken, bazı ilişkilerde kaygılı-ambivalan veya kaçınmacı tutumlar sergileyebilir.
Örneğin, bir ilişkisinde Deniz, partneriyle güvenli bir bağlanma stilini sergileyebilir. İlişkisinde duygusal yakınlık ve bağlılık hissi geliştirebilir. Ancak başka bir ilişkisinde Deniz, kaygılı-ambivalan stile geçiş yapabilir ve sürekli olarak partnerinden onay ve ilgi talep edebilir.
Karmaşık bağlanma stiline sahip olan Deniz, farklı ilişkilerde ve durumlarda değişken davranışlar sergiler. Bu nedenle, ilişkilerindeki dinamikler ve Deniz’in bağlanma tarzı değişebilir.
Karmaşık bağlanma stiline sahip olmak, ilişkilerde tutarsızlık ve belirsizlik yaratabilir. Bu, partnerlerin Deniz’i anlamakta ve ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmalarına neden olabilir. Aynı zamanda, Deniz’in de duygusal olarak kendini güvende hissetmekte zorluk yaşayabileceği ve sürekli olarak bağlanma stilleri arasında geçiş yapma eğiliminde olduğu görülebilir.
Bu vaka örneği, karmaşık bağlanma stiline sahip bir bireyin ilişkilerdeki çeşitlilik ve değişkenlikleri yansıtmaktadır. Karmaşık bağlanma stiline sahip olan kişiler genellikle farklı durumlar ve ilişkilerde değişken davranışlar sergileyebilirler. Bu nedenle, karmaşık bağlanma stilinin farkında olmak ve sağlıklı ilişki dinamikleri oluşturabilmek için özgün stratejiler geliştirmek önemlidir.
Bağlanma kuramı, romantik ilişkilerdeki güven, bağlılık, duygusal ihtiyaçlar ve ilişkilerin sürdürülebilirliği gibi konuları anlamamızı sağlar. İnsanların bağlanma stillerini anlamak, hem kişisel gelişim hem de romantik ilişkilerde daha sağlıklı bir bağlanma deneyimi yaşamak için önemlidir. Bu nedenle, bağlanma kuramı, ilişkilerin psikolojik ve duygusal dinamiklerini anlamak için değerli bir araçtır.
Peki güvenli bağlanma stiline geçiş yapmak için neler yapabiliriz ?
- Geçmişinizi anlayın: Kendi bağlanma stilinizi ve geçmişteki deneyimlerinizi anlamak önemlidir. Çocukluk dönemindeki ilişkileriniz, ebeveynlerinizin davranışları ve duygusal desteği, bugünkü bağlanma stilinizi etkileyebilir. Geçmişinizi anlamak, güvenli bağlanma yolunda adım atmanıza yardımcı olacaktır.
- Kendinizi farkedin: Kendinizi ve duygusal ihtiyaçlarınızı fark etmek önemlidir. Kendi duygusal tepkilerinizi, bağlanma davranışlarınızı ve ilişkilerde nasıl davrandığınızı gözlemleyin. Kendinize yönelik bir farkındalık geliştirmek, değişim için ilk adımdır.
- İlişki kalıplarınızı gözden geçirin: Geçmişteki ilişkilerinizdeki kalıpları ve eğilimleri gözden geçirin. Kendinizi sürekli olarak aynı türden ilişkilerde buluyor veya benzer sorunlarla karşılaşıyorsanız, bu kalıpları fark etmek ve bunları değiştirmek için çaba gösterin.
- Kendinizi kabul edin: Kendinizi olduğunuz gibi kabul etmek, güvenli bağlanma için önemli bir adımdır. Kendinizi eleştirmeden ve suçlamadan, kusurlarınızı ve güçlü yönlerinizi kabul edin. Kendinize duygusal olarak destek olun ve kendinizi sevin.
- Güven inşa etmeye odaklanın: Güvenli bağlanma için temel bir unsur güvendir. Güveni inşa etmek için, ilişkilerde dürüstlük, tutarlılık ve bağlılık gibi değerlere odaklanın. İlişkilerinizde karşılıklı güven oluşturmak için çaba gösterin.
- İlişki beklentilerinizi yönetin: İlişkilerde gerçekçi beklentiler oluşturmak önemlidir. Kendi ihtiyaçlarınızı ifade etmek, sınırlarınızı belirlemek ve karşılıklı olarak kabul edilebilir beklentiler oluşturmak için iletişim becerilerinizi geliştirin.
- Kişisel gelişim üzerinde çalışın: Kendi kişisel gelişiminize odaklanın. Özsaygınızı güçlendirin, duygusal zeka becerilerinizi geliştirin ve sağlıklı ilişkileri destekleyen iletişim ve empati becerilerini öğrenin. Bu şekilde güvenli bağlanma için gerekli… kaynak: turkulak.com.tr