Milyonlarca kişinin ölümüne yol açan Kovid-19’un dikkat çeken semptomlarından biri olan koku kaybının sırrı çözüldü. Araştırmacılar, virüse yakalandıktan sonra koku alma duyularını kaybeden milyonlarca insanın, burundaki hücreleri yok eden anormal bir bağışıklık tepkisine sahip olabileceğini söylüyor.
Koronavirüs (Kovid-19) hastalarının burun dokularını inceleyen doktorlar, koku alma duyularında uzun vadeli sorunlar yaşayanların, hassas burun astarının içinde sinir hücrelerini yok eden ve iltihaplanmaya neden olan bağışıklık hücrelerine sahip olduğunu buldu.
AYLARCA KOKU ALAMAYAN HASTALARDA GÖRÜLÜYOR
ABD’nin Kuzey Carolina eyaletindeki Duke Üniversitesi’nde nörobiyolog olan Dr. Bradley Goldstein, burun zarından alınan dokunun “iltihaplanma sinyalleri üreten bağışıklık hücreleri ve daha az koku alma sinir hücresi içerdiğini” söyledi. Alışılmadık bağışıklık tepkisi, yalnızca koku alma duyusu aylarca devam eden hastalarda görüldü.
Doktorlar, birçok koronavirüs hastasının koku alma duyusunu kaybettiğini fark ettiğinden beri, virüsün burundaki duyu hücrelerine mi, beynin koku alma bilgilerini işleyen bölgelerine mi yoksa her ikisine birden mi zarar verdiği belirsizliğini koruyor.
OLAĞANDIŞI BAĞIŞIKLIK TEPKİSİ
Science Translational Medicine’de yayınlanan çalışmada, araştırmacılar, en az dört aydır koku alma duyularını kaybetmiş dokuz kişiyle beraber toplam 24 koronavirüs hastasının burun astarından alınan dokuyu inceledi. İkinci gruptan alınan doku, iltihaplanmayla mücadele eden T hücrelerinin, koku alma sinir hücrelerinin bulunduğu burun astarına sızdığını ortaya çıkardı. Hastalarda koronavirüs olmamasına rağmen olağandışı bağışıklık tepkisi görüldü. Bulgu, enfeksiyon gittikten sonra da devam ettiğini düşündürüyor.
TEDAVİSİ YOK
Başka bir çalışmada, araştırmacıların bu yıl BMJ dergisinde bildirdiğine göre, koronavirüs enfeksiyonu sırasında koku alma duyusunu kaybeden insanların en az yüzde 5’i, yani dünya çapında yaklaşık 15 milyon kişiye ulaşarak koku alma duyularını hızlı veya tam olarak geri kazanamıyor. Goldstein, “Şu anda spesifik, etkili tedavilerimiz yok. Çare geliştirmek için sorunu anlamamız gerekiyor” dedi.